İçeriğe geç

Harikulade Sıkıntılar

I.
Hepimiz
Yalnızlık balonları içindeyiz sevgilim!
Sansam da değmiyor ellerim ellerine.
Bütün sakinleri bu şehrin,
Bütün dalgınları, bütün habercileri…
Yalancı heyecanlarla boyayıp yüzümüzü
Kürsüye çıkıyoruz.
İlk koltuk sırasına selam durup,
Onayını alıyoruz herkesin.
Sayın kravatlar, ceketler, tıraş bıçakları
Kanun koyucular, arabalar,
Sevgili diş macunları,
Ve tüm diğer küçük tanrılar!
Onayınıza sunuyorum ömrümü.
Gerekli evraklarım ektedir;
Soğuk mühür, pul, imza…

II.
Bu soğuk asfalt,
Bu stop lambaları,
Tabelalarda göz kırpan
Bu silik heyecan,
Teras katlarından bodrumlara,
Kenar mahallelerinden
Bulvarlarına kadar bu şehri,
Özlenen bir koku gibi tıka basa dolduran
Bir ruh var sandırıyor insana.
Ve insan, bu vesileyle hatırlıyor
Bir ruhu olduğunu.

III.
Ne zaman bugünkü gibi,
Şöyle şiddetli bir yağmur yağsa,
Bardaktan boşanırcasına hani…
İşte o zaman dursun istiyorum her şey.
Herkes işi gücü bıraksın ve dursun.
Paydos etsin tüm fabrikalar,
Mahkûmlar avlulara dökülsün.
Bütün bilge ihtiyarları köylerin
Endişeyle köy meydanlarında
Derin çizgili alınlarını yağmura tutsun.
Herkes yollara ve camlara koşsun.

Olur da bu şiddetli yağmur,
Semanın üst katlarının zeminlerini
Islatıp kayganlaştırır
Ve bir melek kazayla yeryüzüne düşerse;
Bizler de önce yaralarını sargılayıp,
Halini hatırını sorduktan sonra
Üst katlarında göğün,
Sohbetler arasında
Adımız geçiyor mu
Öğrenmeyi umarak,
Taze bir haber sorarız Tanrıdan…

IV.
Bir kamp ateşinin etrafında toplanan
Heyecanlı çömezlere
Efsanevi av öyküleri ya da
Işıltılı bir konferans salonunu
Hınca hınç dolduran meraklılara
Varlığın sırlarını anlatacakmışçasına
Heves ve gururla
Başlasam da söze…
Yorgunum diyorum
Bir süre sonra.
Yorgunum…
Ve bu yorgunluğum,
Özenle emzirip büyüttüğü
Çocuğudur tedirginliğin.

Sonra sözü döndürüp dolaştırıp
Ölüme getiriyorum.

Bunu senden öğrendim Tanrım.
Senin sözü eğip bükmeden,
Bütün çiçeklerden, ağaçlardan,
Ateşli hastalıklardan,
Depremlerden, sellerden,
Derinleşen yüz çizgilerinden,
Parıldayıp sönen heyecandan,
Genişleyip daralan rızıktan,
Döndürüp dolaştırıp,
Konuyu buraya,
Yani ölüme getirmenden öğrendim.

V.
Büyüklerim ölüyor Tanrım!
Küçüklerim, yaşıtlarım…
Ve ben bununla ne demek istediğini
Anlıyorum sanırım.

Kategori:Tüm Şiirler