Heybemde günden güne büyüyen,
Büyüdükçe dalgalanan, bulanan,
Bu ağır yükle mi devam edeyim?
Bir ucu etime yapışık bu kara heybenin
Diğer ucu çok eski bir yerlerde dolaşık.
Yürüdükçe çözülüp seriyor kendini
Silik adımlarla geldiğim,
Sırtımı verdiğim yöne doğru.
Adımı bilenler
Henüz yorumlayan yerlerim var sanıyor.
Beni destekleyen semavi ordular,
Eşyamı toparlayan gizli bir heyecan,
Yemin var sanıyorlar pusulamın yerinde.
Kursağımda maya diye son heves,
Ceplerimde uykumun eksik yerleri…
Ceplerimde ilaçlarla ertelenen bir cinnet…
Islık çalarak geçiyorum
Kul yapısı bir cehennemden diğerine.
Heybemde matematiğin hatır bilmezliğinden
Annemin merhametine uzanan bir kuyu.
Üstümden çıkarılmış ayak izleri
Ve peşinen kardeşlerimi affetmişliğim
Onlar henüz kimseyi kuyuya atmadan
Ellerimle kirlenmeyen yerlerin arasından,
Hayatın haklı çıkardığı son ihtiyarların…
Aklımda detayı belirsiz bir grup günah.
Önünde beklediğim tüm kapılar aklımda.
Can havliyle heybemi etimden söküp
Ya Rab sana sesleniyorum lisanım yetim.
Sana sesleniyorum,
Kabul etmediğin dualar hürmetine.
Çünkü kabul ettiklerinin hepsini mahvettim.