İçeriğe geç

Feda Edilenin Çırpınışı

işte kahvaltıdan hemen sonra
dalgalanan dinginlik sarınca göğsümüzü
uyudular saymaya yazıldığımız çocuk cenazeleri
işte bakımlı ve dikkatli parmaklarıyla
her gün kendi boğazımı sıkmanın kriterleri
var mıydı elimi yanağıma kapatıp hatırlanacak günlerim
hakkım olana yalvarmadan kavuştuğum zamanlar

i̇şte başarısız intihar denemelerinden arta kalan yanlarını
özgeçmişi ile kapatan vazgeçilmiş ev içkini kızlar
i̇şte önce ellerinden eksilip adım adım ertelenen gençlik
ve küsüp gönül koymaları hiç doğmamış bir adamın dilsiz ihmalkarlığına

i̇şte aniden birbirlerine değen sokakları, gizli terasları ile
göğsümde koşarak kendini paniğe çeviren şehir
nasıl olsa yelelerine tükürüp aşıyorum aslanlarını
ışıklarını yemin gibi aklımda saklıyorum
bir kelime tutuyorum akıp geçenlerin içinden
herkes için tertemiz bir dilek tutuyorum
böylece kurtuluyorum nefretinden güvercinlerin
kaldırıyor tiksinmiş gözlerini üzerimden sabah yeli
beni sadece nisan yağmurları dokunmaya değer buluyor
yavaşça çekiliyor güverteye nuh’un oğluna uzanan eli

i̇şte ben ve i̇şte kertenkelenin
avcısını meşgul etmek için kesip bıraktığı yarım kuyruk
gözsüz, kulaksız çırpınışın bedeni
kimbilir neyi kaçırıp kurtarmak için böyle feda ettiler beni

Kategori:Tüm Şiirler

Bu yazı yorumlara kapalı.