İçeriğe geç

Çığlık

Neler öğrendiklerini bana söylemediler
Gece göklerine uzun bakan kediler.
Gözlere yer zorlatan günlerim azalınca
Sakinliğine dokunup geçtim
Kendinden emin uykularının.
Tavus kuşlarının ahmaklığına.
Benmişim gördüm,
Tek eksiği büyük planlarımın.
Enkazımdan kahraman çıkarırlar mı diye
Mahrum perşembelere
Bilsen nasıl yalvardım.

Ey yorgun bitlerimi kanlandıran düşünce,
Ey uzaklaşan her şeye doğru yırtınan çığlık,
Bugün işime yaramazsa
Hangi gün yarayacak şairlik.
Tam seksen mevsim yorgunluğundan,
Dilimde yürümeyen, ritmi bozuk bir vaaz…
Hayran arayan yokuş dibinde kırık taşlar…
Sende, başka adı yok, o gavur güzelliği.
“Başka adı yok” diyerek kendini kıran,
Kendini, yani bir vitrin dikkatiyle dizilmiş,
Her sabah gazeteyle camları parlatılan,
Çok ışıklı yerlerinde oturup temiz şehirlerin,
Çok kötü yerlerinden dünyanın
İyi haberler almanın tekdüzeliği…
Başka adı yok işte;
O gavur güzelliği.

Pazartesileri şişman kuşlardan bile pişman,
Günün kökünde heves bitince yorgun,
Yorgun yerlerim serilince çürük,
Ve koynumda kendini belalı bir sevgiliden
Sevgili bir belaya çevirmek için
Parfümünü tazeleyen
Kurnaz ölümlülük.

Kategori:Tüm Şiirler

Bu yazı yorumlara kapalı.